13 Mart 2008 Perşembe

ŞANLIURFA

Mezopotamya’nın en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Şanlıurfa, su kaynaklarına yakın olması ve ticaret yolları üzerinde bulunmasından dolayı tarih boyunca stratejik bir öneme sahip olmuştur. Kentin 11 bin yıllık bir tarihi geçmişi vardır. Merkeze bağlı Örencik köyü sınırları içinde yer alan Göbekli Tepede yapılan kazılarda ele geçen buluntular bu tarihi geçmişi kanıtlamaktadır. M.Ö. 9 binli yıllara uzanan bu süreçte; Ebla, Akkad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans gibi uygarlıkların egemenlikleri altında yaşayan Urfa 1094 yılında Selçuklu topraklarına katılmış, 1098’de Haçlı kontluğu idaresine girmiştir. Eyyubi, Memluk, Türkmen aşiretleri, Timur Devleti, Akkoyunlular, Dulkadir Beyliği, Safevilerden sonra da Osmanlı sınırları içine katılmıştır.
Şanlıurfa’nın bilinen en eski ismi Aramiler tarafından verilen Urhay idi. M.Ö. 3. yüzyılda, Makedonya krallığı İskender döneminde Anadolu’ya girince Güney-Doğu Anadolu Bölgesi ve Urfa Makedonların eline geçti. Makedonlar “Suları Bol” anlamına gelen Edessa ismini vermişlerdir. Edessa o dönemde Makedonya’nın başşehrinin ismi idi. Urfa adının kaynağına ilişkin çok sayıdaki savdan hemen hiçbiri kesinlik kazanmamıştır. Bunlardan biri, Urfa adının süryanice “Urhai” sözcüğünden türediği, Urhai’nin ise Arapça “Suyu Bol” anlamına gelen Er-Ruha’dan kaynaklandığı yolundadır. Urhai’nin Orhe, Orhai gibi farklı kullanışları sonunda Urfa adı ortaya çıkmıştır. Süryani Vakayinamesi’ne göre bu ad Hewya’nın oğlu Urhai’den gelmektedir.
Ayrıca Hitit Vesikalarında geçen Ruhua veya Ruj’uanın bugunkü Urfa olduğu iddialar arasındadır.
1919 yılından önce İngilizlerin daha sonrada Fransızların işgaline uğrayan Urfa 11 Nisan 1920’de işgalden kurtarılmış, 1984 yılında T.B.M.M. tarafından çıkartılan bir yasa ile Ulusal Kurtuluş Savaşında gösterdiği kahramanlık nedeniyle “Şanlı” ünvanını almıştır. Şanlıurfa kenti dini, arkeolojik, folklorik değerleri ile köklü bir kültür tarihine sahiptir. Büyüleyici bir çok uygarlık bu kenti, bir bölümü hala keşfedilmeye çalışılan 11.000. yıllık geçmişin varisi kılmıştır. Bu topraklar tapınakları, kiliseleri, camileri, medreseleri, sarayları ve kervansarayları ile geçmişi her an yaşar gibidir.

Hiç yorum yok: